10 Mayıs 2016 Salı

In the balm of your hand- Loreal BB krem

Merhabalar!! Cillop paletimi sizlere tanıştırıp kaçacağım. The balm ın yeni mi eski mi olduğunu hala kavrayamadığım bu paletini bulana kadar ömrümden ömür gitti. Balm jovi ve bu palet arasında çok kararsız kalmama rağmen Balm jovideki  o kadar fara ihtiyaç duymadığımdan hemde bu palette  aydınlatıcı, bronzer,allık, ruj , far hepsi bir arada olduğu için tercihimi bu yönde yaptım:) İndirimli fiyatı 55 tl ye denk geldi. Hepsini ayrı ayrı almaya kalksam bütçemi toparlayamazdım sanırım:')
Söylemeden geçemeyeceğim  Mary-lou o kadar çok övülüyordu ki beni azıcık hayal kırıklığına uğrattı. Allıklara ve farlara ba-yıl-dım. Bronzer insanı olmadığım için henüz Bahama Mama'ya hiç dokunmadım. Rujlara da benzer renklere sahip olduğum için biraz parmakladım o kadar:D Ama genel olarak memnun muyum? Tabikii!
Not: Fotoğrafların kalitesi için üzgünüm orjinal renkleri merak ediyorsanız the balm ın sitesinden girip bakabilirsiniz;)

Birde Bb krem insanı olarak Loreal dan bahsetmesem olmaz. Daha önce kullandığım Garnier ve Pure beuty markalarını da özet geçeyim.Garnier benim tenim için herzaman fazla turuncuydu ve bikaç saat bekledikten sonra turunculukta artıyordu. Onun dışında kendisiyle iyi anlaşıyordum. Az sürünce iltifatlar bile alıyordum :) Pure beuty ise Bb kremden ziyade bende fondöten etkisi bıraktı. Kapatıcılıgı istediğimden fazlaydı ve cildim tarafından emilmiyordu. Yüzüme bişeylerin sürülmüş olduğu apaçık ortadaydı yani:D Loreal'e gelirsek 2 kez kullanabilme imkanım oldu. Kıvamının katı olması gözümü korkuttu dağıtması zor olur diye düşündüm ama neyseki çok kolay dağılıyor. Ilk sürdüğüm an " ee krem sürmüş gibi emildi yüzümden gitti bu " dedim (pure beuty kapatıcılığına alışmışım)ama birkaç dakikaya kalmadı cildimin kızarıklıkları gitti cilt tonumdaki farklılıklar eşitlenmeye başladı.Etkisi 3 saat falan idare ediyor gibi. Eve geldiğimde kizariklar yeniden ortaya çıkmış haldeydi:) Kapatici özelliği yok. Sevdim gibi:) Bu yaz benimlesin bebeğim!

3 Mayıs 2016 Salı

Hellö!

Hellöö!! Sevgili blogum seni çok özledim! Ay ara verip verip yazmak ne zormuş. Sanki dizinin 1. Sezonundan 3. Sezona atlamışım gibi :) Ama olsun daha keyifli daha mutlu bir sezonu açtım. Her şeyin yenisine tırsarak yaklaşan ben, geçmişine takılıp bırakamayan ben hayatımda yenilikler yapmak için bir adım attım. Aman ali rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın diyerek olmuyormuş. Varsın ağzımın tadı kaçsın. Varsın herkesin ağzının tadı kaçsın.Ama ben artık sabit kalmayacağım! Ufak tefekte olsa yaşamımı, yaşama bakış açımı değiştirmek istedim ve en büyük iyiliği yaptım kendime. Beni kötü hissettiren, beni sürekli mutsuz eden, sinirlendiren insanlardan uzaklaştım. Hemde öyle bi uzaklaştım ki pufff anında yok oldular!!:) Artık kendi içimi kendi ruhumu dinleyebiliyorum. Hala eskisi gibi karamsarlığa kapılıyorum doğru ama en azından sinirli ve çevresine mutsuzluğunu bulaştıran o kişi değilim!!
**Benim için bir psikolog bir arkadaş bir hayat koçu olan kişinin başına gelenlerden sonra (yazar kişi burada detaya girmek istemedi) hayat o kadar da basit insanları ve basit olayları kafaya takacak kadar uzun değilmiş. Bazen silkelenip gözümüzün açılması için, en ufak nedenlerden bir şükür sebebi çıkarabilmemiz için kötü şeyler görüp geçirmemiz gerekiyor sanırım ne dersiniz??Allah tüm hastalara şifa ve sağlık versin ve sizde dualarınızı eksik etmeyin lütfen diyorum ağlama moduna geçmeden yazımı bitiriyorum:)